Nükhet & Celal Ersoy : Mutlu Evliliğin Sırları

Nükhet & Celal Ersoy : Mutlu Evliliğin Sırları

Hümanist kişiliği ile de tanınan Gaziantep Kolej Vakfı Mütevelli Kurulu Başkanı Nüket Ersoy, evliliğin ilk başlarda tensel olduğunu ancak; evliliğin uzun vadede dostluk ve arkadaşlığa dayalı aynı zamanda karşılıklı fedakarlıktır gerektiren bir kurum olduğunu söylüyor...

Eşi Celal Ersoy ile evlendiği tarihi nazar değer diyerek söylemekten çekinen Nüket Ersoy, küçük yaşlarda yapılan evliliklerin uzun ömürlü olamayacağının da altını çizerek; “Küçük yaşta evlenen insanlar, evliliği toz pembe görüyor. Hayal içinde yaşıyorlar ve o zaman bir sürü yanlışlıklar yapıyorlar” diyor...

“Çok küçük yaşlarda yapılan evliliklere karşıyım”

“Eski dönem evliliklerde ailelerin uyumu çok önemliydi. Evlilikte anlaşmak çok önemlidir. Evlilik öncelikle dostluğa ve arkadaşlığa dayanmalı. Evlilik ilk başlarda belki tenseldir ama uzun vadede dostluktur, arkadaşlıktır, fedakarlıktır. Bunun için de eşlere büyük fedakarlıklar düşer. Bir düşünün 2 çocuğunuz var ama karakterleri çok farklı...

Nostaljik gelinlik modeliyle, mutluluk bir sanat diye konuştu

Zevkleri, damak tatları kısacası her şeyleri ayrı ayrı oluyor. Oysa evlilik iki ayrı aileden gelen ayrı ortamlarda büyüyen iki ayrı insanın son derece özel yakınlaşmasıdır. Evlilik bu yüzden büyük fedakarlık isteyen bir kurumdur. Eğer siz evlilikte süreklilik istiyorsanız, medeni bir evlilikte fedakarlıkta yüzde elli elli olur. Benim annem ve babam öyleydi. Çok mutlu bir çiftlerdi. Annemin dediği bazı şeylere babam peki derdi... Babamın dediği bazı şeylere de annem peki derdi. Tek taraflı fedakarlık yapılan evlilikler mutlu evlilikler değil. Bana göre evliklerde fedakarlığın yüzde 60’ını kadın yapmalı. Fedakarlığın yüzde 40’ını erkek yaparsa bana göre o evlilik mutlu bir evliliktir. Çok küçük yaşlarda yapılan evliliklere de karşıyım. Çünkü küçük yaşta evlenen insanlar, evliliği tozpembe görüyor. Hayal içinde yaşıyorlar ve o zaman bir sürü yanlışlıklar yapıyorlar. Ben küçüktüm evlendiğimde ama günümüz gençleri şimdi çok akıllı. Şimdiki gençler 25-30 yaşlarında evlenmeye doğru meyilliler. Böyle olunca da daha seçici ve mantıklı davranarak iyi bir evliliğin temelini atıyorlar.

Ben eşim Celal Bey ile 1 yıl nişanlı kaldım. Bir yıl sonra da evlendik. Eşimle nişanlı olduğumuz dönemlerde işinden dolayı ayda bir iki kez görüşebildik. Düğün öncesi illa şu alınsın bu alınsın diye hiç sorunumuz olmadı. Nikahımız belediyede kıyılmıştı. Düğünümüz ise şimdiki Öğretmen Evi’nin altındaki lokalde oldu.”

“Evlenmeden önce ya okusunlar ya da meslek sahibi olsunlar”

“Gençlere bir başka tavsiyem de evlenmeden önce okumaları veya iş kurmaları... Bu dediklerim hem erkeler için hem kızlar için geçerli. Günümüzde yaşam zor... Bir kişinin kazancıyla geçinmek çok zor. Mademki evlilik bir arkadaşlık ve uzun süreli bir beraberlik; madem ki ben diyorum evlilikte fedakarlık elli elli olmalı o zaman kazanç da elli elli olmalı.
 Türkiye bugün hala kadınlar cenneti... Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’deki kadınlar kadar rahatı yok. Türk kadınının kocası çöpçü de olsa doktor da olsa kadın evde oturuyor, zavallı erkekler hep çalışıyor. Eğer Avrupa ve Amerika’da kadınlar haklarını arıyorlarsa orada kadınlar da çalışıyor. Bizim kadınlarımız daha bunu bilmiyor. Bizim kadınlar, evde oturup kocasının hem ekmeğini hem dayağını yiyor. Bunun için kadınlarımız da birer meslek edinip çalışmalı ve aile bütçesine katkı sağlamalı. Bu da evlilikte mutluluğu getiren bir başka önemli bir faktör bence...”

“Mutlu değilseniz evliliğinizi uzatmanın bir anlamı yok”

“Mutlu bir evliliğiniz yoksa o evliği illa yürütmek için diretmenin bir anlamı yok. Hayat çok kısa çünkü. Çiftler eğer mutsuzlarsa ve ayrılmak istiyorlarsa bunu zamanında ve mümkünse çocuk sahibi olmadan yapmalılar. Çocuk bir aile için çok önemli bir şey. Parçalanmış ailelerin çocukları ileride çok mutsuz olurlar. Onun için çocuklarımızın mutlu bir yuvada yetişmeleri çok önemli. Gençler eğer mutsuzlarsa bugünün dünyasında çocuk yetiştirmeleri çok zor.

Anlaşamıyorlarsa uzatmanın bir anlamı yok. Herkes kendi çizgisini çizmeli.”

“Herkes mutlu olmayabilir; çünkü mutluluk dabir sanat”

“Bizim hiç çocuğumuz olmadı, fakat kocamla ben bunu hiçbir zaman sorun etmedik. Ben, Tanrının insanlara her şeyi hakkında hayırlısını verdiğine inanan birisiyim. Tanrı, kimine evlat veriyor ama başka bir şeyi eksik veriyor. Ben evlat yokluğunu da lütufa çevirdim. Allah bize çocuk vermedi ve biz bunu Allah’ın bir lütfu olarak gördük. Çocuk vermedi ama başka imkanlar verdi Tanrı bize... Biz o başka imkanları değerlendirerek hayatımıza yön verdik. Şimdi gördüğünüz gibi binlerce çocuğumuz var. Hiçbir zaman düşünmedim ki Allah’a elimi açıp bize çocuk ver demedim. Ben insanların kendilerine sunulan şeylerle mutlu olmalarını ve mutlu olmayı bilmelerini istiyorum. Herkes mutlu olamayabilir çünkü mutluluk da bir sanat.

Blog Etiketleri :
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.